Tezhibin ana teması desendir. Deseni de oluşturan motiflerdir. Motiflerin zenginliği ve çeşitliliği dekoratif sanatlarımızın yüzyıllar boyunca ileri bir düzeye ulasmasını sağlamısıır. Türk süslemesinde gördüğümüz bu motif çeşitliliğinin en önemli sebeplerinden birisi İslâm dininin resim ve heykel sanatlarına koyduğu yasaklardir. Türk sanaıçılar bütün yaratıcı güçlerini süsleme alanında yoğunlaştırarak aşırı derecede doğadan soyutlamaya ve stilizasyona yönelmislerdir. Doğayı hic değiştirmeden taklit etmek yerine, onu üslûplaştırmayı uygun görmüşlerdir. Tezhipte en çok kullanılan motifler şunlardır.RUMİ; Sözlük anlamı Anadolulu demektir. Eski devirlerde Iran yaylalarına kadar uzanan bütün Anadolu topraklarına Diyar-ı Rum denirdi. XI yüzyılda Selcuklu Türkleri tarafından kullanılarak süsleme sanatma sokulan ruminin tavşan, balık, kurt, kuş glbi hayvanlı motiflerinden stilize edilerek yaratılmiş olduğu görülür. ilk ömeklerde stilize edilen hayvanların kimliklerini Tanımak mümkün iken, zamanla kuşların kafaları. tavşanlann ayakları gibi bazı ayrıntıların atılimasıyla rumiler klasik şekillerini bulmuş ve kökenlerini belli etmeyecek şekillere dönüsmüştür.
Ruminin bir moiifya da bîr üslûp oldugu konusunda tartışmalar vardın Bu tartışmaların sebebi rumi çizimlerinin katkısız olarak tek başına bir cok Türk sanatında kullanılmış olmasıdır. Taş oymacılığında veya tahta oymacılığında kullanıldıgı gibi, Rumiler'in sade, çift, üc kanat, rumi içinde rumi, sülüs kıvrımlı gibi ceşitleri olduğu gibi kullanıldıkları yerlerin özelliklerine göre de isimlendirilmiş oldugu görülür. Sarılma rumi, sencide rumi, hurda rumi, ortabağ rumi, üç ipiik rumi, ayırma rumi gibi.
Sarılma rumi: Picîde rumi de denir. Sözcük Farsca olup kendi icine sanrılma, bükülme anlamındadır.
Sencide rumi: Yerine yakıştırılarak veya düşünülerek çizilmiş anlamına gelir.
Hurda rumi: Büyük olarak çizilmiş olan rumilerin İç tarafi daha kücük rumilerle bezenmiş olursa buna hurda rumi denir.
Ortabağ rumi: Rumi çizımleri sırasında bir noktada toplanıp, o noktadan tekrar ikiye ayrılarak bölünen noktalara konan rumiye denir ki. bu rumi bağlantı görevi yaptığı için ortabağ ismi verilmıstir.
Üç iplik rumi: Üç ruminin birbiri içinden geçerek zarif bir dolaşım görüntüsü veren çeşididir.
Ayırma rumi: Bu en çok kullanılan bir rumi çeşidi olup bölümleri ve paftaları birbirinden ayırmak icin kullanılır.
Rumi motifi rezyini bir eleman olarak kullanılırsa, ya da süslemeler yalnız rumi ile yapılırsa buna ayrıca bir isim vermek gerekmiş ve rurni üslûp olarak benimsenmiştir.
HATAİ (Hatayi): Kaynağı belli olmayacak kadar stilize edilmiş çiçek ve yapraklardan oluşan desene denir. Doğada var olan stilize edilmiş çiçeklerin büyük, küçük, alltan üstten, yandan çeşitli kesitleridir. Ancak çiçeklerin türlerini kesin olarak tespit etmek çok güçtür, Süslerne sanatımızda kullanılan başlıca desen türlerinden birisi olup cok çeşitleri vardır ve çok sık kullanılmıştır.
BERK (Yaprak): Daha az stilize edilmiş olup yaprak sayısına göre değişik isimler almaktadır. Üç yaprak olana "Seberk"bes yapraklı olana "Pençberk" denir. Dört yapraklı olan salibe benzediği için pek kullanılmamış olmakla beraber. Ona Asya'da Şamanizm devrinde bu motife rasttanır. Yer gök, ateş ve su tanrılarını sembolik olarak ifade eder. Çok dilimli olarak birbirine sarılmış olanlarına
"Sadberk" denir. Yerleştirildikleri yerlerin şekline uyabilmek için şekil alarak hançer veya geometrik yapraklara dönüşenleri de vardır. Yapraklar çiçekler kadar ayrıcalık göstermez.
BORDÜRLER VE GEÇMELER: Zincirleme halkaların birbiri içinden geçerek devamı ile oluşan bir süsleme çeşididir. Eski adı zencerek olarak bilinen bu desenin çok değisik çeşitleri olduğu gibi geniş bir uygulama alanı da vardır. Bordür, kenarsuyu, pervaz ve ulama gibi değişik isimlerle de tanımlanır. Yapılan süslemelerde bordürler süsleme amacı icin kullanıldığı gibi, bezenmiş bölümleri birbirinden ayırmak için de kullanılır. Çizim ve yapılışları kolay olmasına rağmen dikkat ve özen ister Eski çağlardan beri bir çok toplum tarafından benimsenmiş ve kullanılmış olan hemen her devirde görülebilir. İnce, kalın, ara kenar gibi bir çok bordürün yanyana gelmesiyle oluşan dekorlar ve panolar da yapılmıştır.
MÜNHAHİ: El yazması kitap süslemesinde XI. yüzyıl ile XV. yüzyıl arasında çok sık kullanılan bir desen çesididir. Selçuklu devrinde çok kullanılmış olmsından ve eğri yuvarlak yumuşak hatlardan meydana gelmesinden dolayı Ord. Prof. Dr. A.Süheyl Ünver tarafından "Selçuklu Münhanileri" olarak adlandırılmıştır, Münhaniler birbirine yapışık kümeler halinde olup kendine özgü bir renklendirme özelliğine sahiptir. Rumi ve kuş gagalarının iç bünyelerinde kullanılan ayrıntılardan oluşup gittikçe incelerek belli bir yöne doğru daralıp deseni meydana getirirler. Münhaniler hakkında şimdiye kadar bir yayın yapılmamış oimakla birlikte Uygurların Bezeklik fresklerinde bir canavar resminde benzer bir örneği görülmektedir, Selçuklu münhanileri teknik kolaylığı ayrıntı zenginliği ile yeni buluş ve yaratmalara çok uygun olduğundan günümüzün süsleme sanatları ile uğraşanları tarafından çok sevilimiş ve uygulanmıştır,
BULUTLAR: Gökyüzündeki su buharı birikintilerinin çeşilli şekillerdeki görüntülerinden esinlenerek ve bu görüntüler stilize edilerek çizilmiş şekillerdir, Bulutların sürekli hareket halinde oluşları çeşitli şekillere girmeleri sanatçılara ilham kaynağı olmuş, zaman içinde bu hareketli kümeler çeşitli şekillerde üslüplaştırılmıştır. Bulut motifi yığıntı halinde olduğu gibi tek olarak büyük veya küçük görüntüler şeklinde de çizilmiştir. Bunların ince, uzun ve kavisli olarak çizilenlerine stilize edilmiş ejderha motifi de denmektedir, Hint ve Çin minyatürlerinde bir hayvanın burnundan veya ağzından çıkan bir bulut motifi, aslında hayvanın ciğerlerindeki sıcak havanın dışarı çıkışında almış olduğu şekli simgelemektedir. Bulut motifini 1-Yığma bulut, 2-Ayırma bulut, 3- Serpme bulut, 4- Nokta bulut olarak sınıflandırabiliriz.
GEOMETRİK MOTİFLER: Geometrik motifler Türk süsleme sanatında önemli bir yer tutar. Özellikle Selçuklu döneminde geometrik süsleme çok yaygındır. Kare, dikdörtgen, üçgen, daire, poligon. baklava ve yıldız gibi geometrik formların birleşmesiyle oluşan ve evrenin sonsuzluğunu simgeleyen motifler olarak kullanılmıştır. Sınırlarının baslangıç ve bitiş noktaları belli olmayıp bazan bilkisel ve rumi motifleri ile birlikte de kullanılmıştır. Bu tür süslemede yine de geometrik formlar kompozisyonun önemli elemanları olarak görülür.
NATÜRALİST BİTKİ MOTİFLERİ: XVI. yüzyılın ilk yarısından başlayarak XVII. yüzyıl sonlarına kadar çok kullanılmış olan natüralist bitki motifleri olgun bir sanat anlayışını gösterir, Klâsik Türk süslemesi olarak adlandırabileceğimiz bu dönemde stilize edilmiş natüralist çiçek motifleri kullanılmıştır Lâle, gül, karanfil, sünbül, menekşe, nerkis, haseki küpesi gibi çiçekler, bahar dalları. selvi ağacı, asma yaprakları gibi bitkiler yeni bir üslûp yaratmıştır.
ŞÜKÛFE TARZI: XVIII. yüzyılda Osmanlı imparatorluğu'nun Batı'ya açılmasıyla birlikie herşeyde oldugu gibi süsleme sanatlarında da Batı'nın Barok, Rokoko-Ampirüslûpları Türksüsleme sanatını etkilemiş "Türk Rokokosu"adı verilen yeni bir üslûbun doğmasına sebep olmuştur. Bu dönemde süslemede motif olarak tamamen çiçek ve yaprak motiflerinin ağırlık kazandığı görülür. İri güller, yaban gülleri. sünbül dalları, nar çicekleri, lâleler, karanfiller. rozet çicekleri v.s. buket halinde ya da vazodan veya sepetten fışkırmış şekilde fiyonglarla bağlanarak, doğaya cok yakın bir anlayışla şekillendirilmişlerdir. Parlak renklerle ve gölgelendirmelerle adeta bir natürmort havası yaratılmıştır.
ROZETLER: Daire şeklinde olan bu motiflerin bazı sembolik anlamları da vardır. Her çeşit süslemede çok yaygın olarak kullamlan rozet motifinin zenginliği dikkati çeker. Özellikle kitap tezyinatında gülce. nokta, hizip gülü gibi isimler olarak kullamlmıştır.
ŞEMSELER: Farsca güneş kelimesinden gelen. oval formlardan oluşan bu motiflerin çok değişik çeşitleri cild kapaklarında kullanılmştır. XV. yüzyılda tezhip sanatında da en güzel örneklerine rastlanmaktadır.
KÖŞELİKLER: Sayfaların köşelerinde ya da dikdörtgen şeklinde bezenmiş yüzeylerin köşelerindeki üçgen formlara denir. İçleri bezenerek bu köşe boşluklar doldurulmuştur.
ALINLIK: Bezemenin yapıldığı sayfanın üst ve orta kısmında yer alan bölüme denir, Yapıldıktarı devirlere göre taç. tepelik gibi isimler alır.
PANOLAR: Belirli Formlar içinde bezenmiş kısımların bir bütün içinde oluşturduğu kompozisyonun parçalarına denir. Koltuk, Köşelik v.s, isimler alır.
Bursa İnebey Medresesi. Haraççıoğlu bölümü. Dikdörtgen çerçeve şeklinde tezhip.
Çok eski bir kur'an suresi olan bu kitabın zahriye kısmındaki alt ve üst
dikdörtgen yan kısımlarında lacivert üzerine altınla iri yapraklı çiçekler yapılmıştır